BAHÇE GALATA'DA BU AY

Leziz

Leziz

12 Kasım - 20.30

Leziz, aynı evi paylaşan iki kadının, üst kata taşınan ev sahiplerinin gelişiyle sarsılan dengelerini anlatır. Hayatta kalma yolları farklı olsa da birbirine tutunan iki kadın, dışarının içeri sızmasıyla kimliklerini, kırılganlıklarını ve aidiyet kurma biçimlerini yeniden tartışmak zorunda kalır.

Devam
Ben Zek

Ben Zek

13 Kasım - 20.30

Ben Zek, hayallerle gerçeklerin, sahne ışıklarıyla karanlık çocukluk anılarının çarpıştığı sarsıcı bir tek kişilik oyun. Komedi ile dramın sınırlarını bulanıklaştıran bu hikayede, oyuncu olma hayaliyle yaşayan Zek, bir gün arkadaşlarını audition çekimine davet eder ve bu süreçte kendi hayatının en derin sırlarını açığa vurur. Babasızlık, görünmezlik, hırs ve öfke...Tüm bu kırılganlıklar oyun boyunca giderek büyür. Ben Zek, bir oyuncunun kariyer hezeyanlarının ötesinde, bir evladın babasına, hayata ve kendine yönelttiği hesaplaşmayı sahneye taşıyor.

Devam
Ben Zek

Ben Zek

13 Kasım - 20.30

Ben Zek, hayallerle gerçeklerin, sahne ışıklarıyla karanlık çocukluk anılarının çarpıştığı sarsıcı bir tek kişilik oyun. Komedi ile dramın sınırlarını bulanıklaştıran bu hikayede, oyuncu olma hayaliyle yaşayan Zek, bir gün arkadaşlarını audition çekimine davet eder ve bu süreçte kendi hayatının en derin sırlarını açığa vurur. Babasızlık, görünmezlik, hırs ve öfke...Tüm bu kırılganlıklar oyun boyunca giderek büyür. Ben Zek, bir oyuncunun kariyer hezeyanlarının ötesinde, bir evladın babasına, hayata ve kendine yönelttiği hesaplaşmayı sahneye taşıyor.

Devam
dünyanın en mutlu insanı

dünyanın en mutlu insanı

14 Kasım - 20.30

Geçmişle güreş içindeyim. Eski yazdıklarımı okuyorum. Bir cümle gözüme çarpıyor. “Ben dünyanın en mutlu insanıyım”. Birkaç dakika kıpırdamadan duruyorum. Düşünüyorum. Hayır mutlu değilim. Tüm çabalarımın sonucunda niye mutlu değilim diye soruyorum. Görüyorum ki bu benimle ilgili bir durum değil. Var olan düzen öyle bir yerde ki bizim mutlu olmamamız için bir çaba içinde sanki. Madem diyorum böyle bir canavar var karşımda, onların karşısına en büyük silahımla çıkıyorum; varoluşumla. Ve kendimi dünyanın en mutlu insanı ilan ediyorum.

Bu oyunun metni ilk olarak, Civil Production’ın, Birileri.xyz ve Friedrich Naumann Foundation’ın işbirliğiyle İnsan Hakları Bildirgesi’nden hareketle “emek” teması kapsamında kısa oyun biçiminde yazılmıştır.

iyi ki varlar!
İlker Aksu, BahçeGalata, Ufuk Fakıoğlu, kargART, Murat Mrt Seçkin, Turan Tayar, Tütün Deposu, Mizgin Özel, Meltem Doğan, Kadir Özer, Aslı Çelikel, Ceyda Cihan, Güray Doğru, Kadir Has Üniversitesi, Emir Barın, Barın Han, Gülşen Yenice, Misket Şarap Evi, Yiğit Kale, Arda Özkaya, Onur Nevşehir, Şükrü Kibar, Kamucan Yalçın, İrem Gökçe Yaver, Ezgi Vargil

Devam
Abzu

Abzu

15 Kasım - 17.00

Susuzluğun ağaçları kuruttuğu, denizlerden çok uzaktaki küçük bir kasabada yaşayan Ayşe Zuhal, çiçeklerden ziyade böcekleri merak eden, bunun çevresindekiler tarafından neden ‘saçma’ bulunduğunu bir türlü anlayamayan ve bu yüzden de pek çok şeye kulaklarını tıkamış bir kız çocuğudur. Günlerden bir gün, evinin banyosundaki giderden sızan bir şarkı duyar. Ona bir yerlerden tanıdık gelen bu şarkının peşinden lavaboya eğildiğinde ne olduğunu anlayamadan, hop! Tavşan deliğinden düşen Alice gibi su borularından aşağıya yuvarlanıverir. Ayşe Zuhal, bu karanlık ve pek çokları için ürkütücü yerde eve geri dönmenin yollarını ararken sayısız yaratığın yaşadığı gizemli bir dünyayla karşılaşacak, evinin altındaki borulardan uzak okyanuslardaki balinalara kadar uzanan görünmez bağları keşfedecek, çıktığı yolda hem kendisini hem de çevresini yeniden tanıyacaktır.

Devam
Çalgıcı Gülali Masalı

Çalgıcı Gülali Masalı

15 Kasım - 20.30

“Bilmem ne” krallığının örnek birer lider olarak yetişen genç prensi ve prensesi bir gün kara bir duman tarafından kaçırılır. Kralla kraliçe ne yaparlarsa yapsınlar çocuklarını bulamazlar. Ülke bir açmazın içine sürüklenir. Karmaşanın ve kaosun ülkenin dört bir yanını sardığı günlerde saraydan yayılan bir haber bütün halka tekrar umut verir. Kraliçenin yeni bir oğlu olmuştur. Halk yeni prensleri şerefine kırk gün kırk gece düğün dernek kurar ve hep bir ağızdan haykırır: “Yaşasın geleceğin kralı!” Ama genç prensin yüreğinde başka şeyler yatmaktadır...
Çalgıcı Gülali tutkuları ve sorumlulukları arasında sıkışmış, güçlü olmayı sorgularken farklı bir büyümenin yolunu arayan bir çocuğun hikayesi... Gür Kahkahalı Kayıkçının da dediği gibi, “bir hikayemiz var, anlatmazsak öleceğiz”, buluşacağımız günü dört gözle bekliyoruz!
“Bu dünyada kim kral olmak istemez ki?”

*Oyun yetişkinlere yönelik hazırlanmış olmakla beraber 8 yaş ve üzeri herkes için uygundur.

Devam
Hiç Dünya

Hiç Dünya

16 Kasım - 19.00

Yalnız kaldığını düşündüğün bir anda yanında beliren o kişi. Önemli olduğunu sandığın bir parçanın önemli olmadığını anladığın o an. Kendini boşluğa bırakmanın korkusu. Olacak olanın olması...

Hoş geldiniz. Burası Hiç Dünya.

Burada yaşamak bir teşekkür konuşması yapmak gibi. Basit duruyor ama başlayınca kelimeleri seçemiyor, cümleleri toparlayamıyorsunuz.

Hiç Dünya, hayat boyu verilen mücadelenin bir hiç olabileceği ihtimalini sahneye taşıyor. Hayatımızı seçimlerin mi yoksa mecburiyetlerin mi şekillendirdiğini masalsı, absürt ve mizahi bir dille ele alıyor.

Devam
İspat

İspat

19 Kasım - 20.30

İspat, Amerikalı oyun yazarı David Auburn tarafından 2001 yılında yazılmıştır. Oyun ünlü bir matematikçi olan Robert’ın ölümüyle başlar. Robert geride ünlü matematik teoremleri, binlerce öğrenci, yaşadığı ev ve çalışma odasında kendi el yazısıyla doldurduğu yüzlerce defter bırakmıştır.Robert’tan geriye kalanlar (mirası) kızları Catherine, Claire ve eski öğrencisi Hal arasında fikir ayrılıklarına yol açar.
İspat; kadın olmak, emek vermek, miras, yas tutmak, birey olmak, bilim etiği, sorumluluk gibi kavramları merkeze alıyor.

Devam
Nora 2

Nora 2

20 Kasım - 20.30

Oyun, Henrik Ibsen’in ünlü oyunu Nora (Bir Bebek Evi)‘nın devamı olarak Amerikalı oyun yazarı Lucas Hnath tarafından 2017 yılında yazılmıştır.

Ibsen’in metninin finalinde Nora, kocasını ve üç çocuğunu geride bırakarak evini terk eder. Lucas Hnath oyunu yazmaya başlarken aklında iki fikir olduğunu söylüyor: Birincisi bir kapı çalacak (Bu kapı, Nora’nın 15 yıl önce çıkıp gittiği evin kapısıdır.), ikincisi Torvald (Bu erkek, Nora’nın 15 yıl önce terk ettiği kocasıdır.) ve Nora, Ibsen’in metninde yapmadıkları şeyi, gerçek bir tartışmayı (yazarın deyişiyle ‘boka batmak’) yapacaklar. Dolayısıyla bir kapı çalınır, Anne Marie (Bu kadın, Nora’yı da, Nora gidince Nora’nın üç çocuğunu da büyüten kadındır.) kapıyı açar, gelen Nora’dır; tam 15 yıldır kendisinden hiç bir haber alınamayan, öldü zannedilen Nora. Ve oyun başlar.

Devam
Bay Samir

Bay Samir

21 Kasım - 20.30

“Asil bir yaşam mücadele ile geçer. Rezil bir yaşam ise daha çok mücadele ile geçer.”
Hayatla mücadele etmekten yorulmuş olan Bay Samir; bir iş çıkışı her akşam yürüdüğü yolun yabancılaştığını fark eder. Bu yol üzerinde bulunan ve sürekli seyrettiği tuhafiye dükkânı yıkılmıştır. Vitrininde yıllardır duran çirkin plastik manken ise ortadan kaybolmuş, Bay Samir’in anılarıyla birlikte huzurunun kırıntılarını da yanında götürmüştür.
Lodoslu bir akşam, Bay Samir’in Taksim ile Şişli arasındaki spiritüel yolculuğu böyle başlar. Yollar, kaldırımlar, kuşlar ve yalanlar üstüne bir hikâye…

Devam
En Mutlu Günümüzde

En Mutlu Günümüzde

22 Kasım - 20.30

Bilal ve Esra davetsiz bir misafirin düğünlerine gelmesiyle nasıl başa çıkacaklarını bilemez. En mutlu günlerine, hiçbir şey olmamış gibi devam edebilecekler mi? Etmeliler mi?

Devam
En Mutlu Günümüzde

En Mutlu Günümüzde

22 Kasım - 20.30

Bilal ve Esra davetsiz bir misafirin düğünlerine gelmesiyle nasıl başa çıkacaklarını bilemez. En mutlu günlerine, hiçbir şey olmamış gibi devam edebilecekler mi? Etmeliler mi?

Devam
Yakınlar Bana Memo Der

Yakınlar Bana Memo Der

23 Kasım - 20.30

İstanbul’un kenar bir mahallesinde, küçük bir gecekonduda yaşayan Memo’nun dünyasına konuk oluyoruz. Henüz çocuk ama yükü ağır; sessiz bir anne, baskın bir babaanne, kaybolan bir baba ve hayallerine sığınan bir kalp... Memo, kendi kömürlüğünü bir “sığınak”, hatta bir “düş ülkesi” haline getiriyor. Ailesi, mahalle, okul, medrese ve büyümek zorunda kalmanın sancısı arasında gidip gelen bir çocuğun iç sesiyle yüzleşiyoruz.

“Yakınlar Bana Memo Der” bir büyüme hikayesi; mizah ile hüznün iç içe geçtiği, toplumsal gerçekliğin içinden süzülen samimi bir anlatı. Memo’nun çocuk gözlerinden görülen bu dünya, seyirciyi hem güldürüyor hem derinden sarsıyor.

Bazen saklandığın yer, seni görünür kılar...

Devam
Leziz

Leziz

24 Kasım - 20.30

Leziz, aynı evi paylaşan iki kadının, üst kata taşınan ev sahiplerinin gelişiyle sarsılan dengelerini anlatır. Hayatta kalma yolları farklı olsa da birbirine tutunan iki kadın, dışarının içeri sızmasıyla kimliklerini, kırılganlıklarını ve aidiyet kurma biçimlerini yeniden tartışmak zorunda kalır.

Devam
İspat

İspat

26 Kasım - 20.30

İspat, Amerikalı oyun yazarı David Auburn tarafından 2001 yılında yazılmıştır. Oyun ünlü bir matematikçi olan Robert’ın ölümüyle başlar. Robert geride ünlü matematik teoremleri, binlerce öğrenci, yaşadığı ev ve çalışma odasında kendi el yazısıyla doldurduğu yüzlerce defter bırakmıştır.Robert’tan geriye kalanlar (mirası) kızları Catherine, Claire ve eski öğrencisi Hal arasında fikir ayrılıklarına yol açar.
İspat; kadın olmak, emek vermek, miras, yas tutmak, birey olmak, bilim etiği, sorumluluk gibi kavramları merkeze alıyor.

Devam
İspat

İspat

27 Kasım - 20.30

İspat, Amerikalı oyun yazarı David Auburn tarafından 2001 yılında yazılmıştır. Oyun ünlü bir matematikçi olan Robert’ın ölümüyle başlar. Robert geride ünlü matematik teoremleri, binlerce öğrenci, yaşadığı ev ve çalışma odasında kendi el yazısıyla doldurduğu yüzlerce defter bırakmıştır.Robert’tan geriye kalanlar (mirası) kızları Catherine, Claire ve eski öğrencisi Hal arasında fikir ayrılıklarına yol açar.
İspat; kadın olmak, emek vermek, miras, yas tutmak, birey olmak, bilim etiği, sorumluluk gibi kavramları merkeze alıyor.

Devam
Aşağıdaki Pencere

Aşağıdaki Pencere

28 Kasım - 20.30

Aşağıdaki Pencere’de bir yazar ile yarattığı kadın karakter arasındaki gerilimi izliyoruz. Ferda yazarlık yapan genç bir kadındır. Yazdığı oyunun sahnelenebilmesi için oyunu ve oyunun ana karakteri olan Feza’yı değiştirmeye karar verir. Ancak bu sansürün karşısında duracak Feza, yaradılışına özgü cin fikirleriyle hikâyenin seyrini umulmadık şekilde değiştirecektir. Sıradan bir bodrum katında Ferda giderek Feza’ya dönüşür ve hiç de yalnız değillerdir...

N’olcak Bu Yusuf Umut’un Hali ve Herkes Kocama Benziyor oyunlarının çok sevilen yazarı Alis Çalışkan’ın kaleminden binbir endişeyle dolu hayatlarımıza iğneleyici bir bakış sunan bu oyunun rejisini; İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 30 maddesi üzerine 30 farklı yazarın kaleme aldığı Birileri ve festivalin 2023 seçkisinin en özel projelerinden biri olan Büyük Zarifi Apartmanı’nın yönetmeni İlyas Özçakır üstleniyor.

Devam
Tevafuk

Tevafuk

29 Kasım - 20.30

“Hikaye Ne?”
Aynı yaşlarda, fakat farklı toplumsal sınıflardan gelen iki genç adam… Biri muhafazakâr bir ailenin tek oğlu. Diğeri bir eskort. Yolları bir otel odasında kesişiyor. Başta her şey imkânsız görünüyor: Para çok gerçek, çok somut, çok güçlü… Aşk, fazla kırılgan. Soyut. Sanki biraz da yalan dolan bir duygu…

Yine de bir şey oluyor: Sınıfsal çatışmanın büyük sahnesi, yerini küçük oyunların oynandığı başka bir sahneye bırakıyor. Bu küçük sahnede aşk, sanki, bir ihtimal gibi görünüyor. Sanki oyuna gerçekten inanıp teslim olsalar, her şey değişecek… Oyun, gerçeğe dönüşecek.

Oyun, ‘gerçeğe’ dönüşüyor.

Her şey, bir otel odasında başlıyor ve bitiyor.

“Niye izleyelim?”
Oyun, duygu tayfına sahip çıkarak, melodram geleneğini politize ediyor (gibi). Toplumsal sınıfların sert gerçekliğini, ‘oyunla’ kırmanın yollarını araştırıyor (olabilir). Bunu da oyun içinde oyun biçimini, kendine özgü bir teknik kullanarak yapıyor (detay vermeyelim). Eğlenceli (bazen). Komik (nadiren). Ağır (hımmm). Finalde, her şeye rağmen, aşka inanmadan inanmanın bir yolunu buluyor (bizce).

“Alıntı yok mu?”
- Hadi onu sevdin, bi şekilde yürüdü. İnsan tek kendi mi hacı? Cins cins arkadaşları olacak tasarımcı ibnenin! Evindeki masanın bacağına, masandaki tabağın kıçına takacaklar! Sen tek misin sonra? Yok mu hiç eşin dostun? Aldın kendi ortamına soktun bebeyi! Bu sefer de o darlanmayacak mı?
- Biz yeteriz birbirimize.
- He hacı he, yetersiniz.
- Yeteriz.
- Kolunu iki dakka göğsüne atsa, ağırlığından soluk alamazsın. Taş gibi ezer yükü. Nereye yetiyonuz?!

Devam
Tevafuk

Tevafuk

29 Kasım - 20.30

“Hikaye Ne?”
Aynı yaşlarda, fakat farklı toplumsal sınıflardan gelen iki genç adam… Biri muhafazakâr bir ailenin tek oğlu. Diğeri bir eskort. Yolları bir otel odasında kesişiyor. Başta her şey imkânsız görünüyor: Para çok gerçek, çok somut, çok güçlü… Aşk, fazla kırılgan. Soyut. Sanki biraz da yalan dolan bir duygu…

Yine de bir şey oluyor: Sınıfsal çatışmanın büyük sahnesi, yerini küçük oyunların oynandığı başka bir sahneye bırakıyor. Bu küçük sahnede aşk, sanki, bir ihtimal gibi görünüyor. Sanki oyuna gerçekten inanıp teslim olsalar, her şey değişecek… Oyun, gerçeğe dönüşecek.

Oyun, ‘gerçeğe’ dönüşüyor.

Her şey, bir otel odasında başlıyor ve bitiyor.

“Niye izleyelim?”
Oyun, duygu tayfına sahip çıkarak, melodram geleneğini politize ediyor (gibi). Toplumsal sınıfların sert gerçekliğini, ‘oyunla’ kırmanın yollarını araştırıyor (olabilir). Bunu da oyun içinde oyun biçimini, kendine özgü bir teknik kullanarak yapıyor (detay vermeyelim). Eğlenceli (bazen). Komik (nadiren). Ağır (hımmm). Finalde, her şeye rağmen, aşka inanmadan inanmanın bir yolunu buluyor (bizce).

“Alıntı yok mu?”
- Hadi onu sevdin, bi şekilde yürüdü. İnsan tek kendi mi hacı? Cins cins arkadaşları olacak tasarımcı ibnenin! Evindeki masanın bacağına, masandaki tabağın kıçına takacaklar! Sen tek misin sonra? Yok mu hiç eşin dostun? Aldın kendi ortamına soktun bebeyi! Bu sefer de o darlanmayacak mı?
- Biz yeteriz birbirimize.
- He hacı he, yetersiniz.
- Yeteriz.
- Kolunu iki dakka göğsüne atsa, ağırlığından soluk alamazsın. Taş gibi ezer yükü. Nereye yetiyonuz?!

Devam
Köprünün Öteki Tarafı

Köprünün Öteki Tarafı

30 Kasım - 20.30

“Nereye gideceğimi bilmeden, bu Allah’ın belası şehirde, hayatım boyunca hep koştum.
Ve kulaklarımda sürekli yankılanan o iki kelime
Yardım et”

Köprünün altında yaşayan bir adam… Çocukluk yıllarından itibaren yoksulluktan suça, suçtan yalnızlığa, yalnızlıktan da varoluş sorgusuna uzanan bir hayat hikayesi. Hep sustu ama bugün başka. Belki kafasındaki seslerin susmasına siz yardımcı olursunuz, belki sorulara siz cevap verirsiniz diye bugün ilk kez anlatacak.

“Anlatmak da ne garip şeymiş ha, siz hep böyle anlatıyor musunuz birbirinize?”

Devam
BAHÇE GALATA HOME

BAHÇE GALATA

BAHÇE GALATA EKİP

INSTAGRAM'DA TAKİP EDİN

@bahcegalata