BAHÇE GALATA'DA BU AY

9/8'lik Kıyamet
15 Mart - 20.30
Yakın gelecek… İklim krizinin vurduğu bir dünyadayız! Kıyamet gibi “acayip” bir şey olmuş, ama tam öyle de olmamış! Hiçbir ülkenin istemediği, Parazitler denen göçebe topluluklar çıkmış ortaya. Bir oğlan: Diyar! Bu yeni toplumun hikâye anlatıcılarından biri. Her akşam, ateş başında toplanan Parazitler’e, kıyametin ilk günlerine dönüp darbukasıyla bir hikâye anlatıyor.
Bir ihanet hikayesi!
İklim krizinin ilk günleri! İstanbul’dayız! Büyüyen açlık ve kıtlığa eşlik eden büyük bir isyan! Krizi fırsata çeviren muhafazakâr bir hareket: İzan! Diyar’ın bütün hikayesini değiştiren “acayip” gizemli bir kız: Leylâ!
Büyük yangınların, hastalıkların, göçlerin, kan sıcaklarının, açlık ve susuzluğun zamanında, bir soru bütün sorulardan daha önemli hale geliyor: Bildiğimiz dünya elimizden kayıp giderken, biz kimin elini tutacak, kimlerle yan yana yürüyeceğiz?
“O gece ilk bombalar patladı! Yer sarsıldı ayağımızın altında! Dışarı çıktık! Cehennem gibi kırmızıya kesmiş gökyüzü! Cayır cayır her yer! Belki 30 yerde birden patlatmışlar İstanbul’u! “Geliyolar,” dedi Leyla! Öyle acayip bi şey vardı ki sesinde… Korku gibi ama değil gibi de… “Kim geliyo?” dedim, bi şey demedi… Dönüp bakmadı bile… Ben baktım ama! Bütün yangın yüzüne vurmuş! Kara saçları kızıl kızıl parlıyo! Ateş gözünün bebeğinde dönüyo girdap gibi! Bıraktım yangını falan! Çünkü aşk! koca şehirler yanarken dönüp tek kişiye bakabilmektir!

Dansöz
16 Mart - 19.30
Dansöz, Meryem adlı bir oryantalin hikayesi.
Bakış üzerine bir hikaye anlatıyoruz. Tiyatronun Antik Yunan’dan beri bakışla tanımlandığı teorik bir alanı (theatron, “bakılan/seyredilen yer” anlamına geliyor), oryantaldeki ekol farklarıyla birlikte düşünmeyi denedik. Birilerine bakmak için özel olarak tasarlanmış bir alanda, yine özel bir bağlam içinde, bakış’ın ne anlama geldiğini araştırıyoruz.
Sahne, bu kez dönüp bize baksın istedik.
Süreçte, M. Merleau-Ponty, Sartre, Lacan gibi felsefecilerin, “nazar” üzerine yazdıkları hep bize eşlik etti. Fakat düşünceye ayrı bir alan açmayı değil, oyunun yarattığı deneyimi düşüncenin kendisine dönüştürmek istedik.
Etin Cinsel Politikası gibi kült metinlerden de destek alarak, hayvanların ve kadınların hikayelerini ortaklaştırdığımız bir yola da ilk kez Dansöz’le giriyoruz. Bir hayvanın iradesini kırmakla, bir kadının iradesini kırmak arasındaki sınırın bulanıklaştığı yerleri araştırıyoruz.
Dansöz, dansı, varoluş biçimine dönüştürmüş bir oryantalin hikayesi.

Bay Samir
19 Mart - 20.30
“Asil bir yaşam mücadele ile geçer. Rezil bir yaşam ise daha çok mücadele ile geçer.”
Hayatla mücadele etmekten yorulmuş olan Bay Samir; bir iş çıkışı her akşam yürüdüğü yolun yabancılaştığını fark eder. Bu yol üzerinde bulunan ve sürekli seyrettiği tuhafiye dükkânı yıkılmıştır. Vitrininde yıllardır duran çirkin plastik manken ise ortadan kaybolmuş, Bay Samir’in anılarıyla birlikte huzurunun kırıntılarını da yanında götürmüştür.
Lodoslu bir akşam, Bay Samir’in Taksim ile Şişli arasındaki spiritüel yolculuğu böyle başlar. Yollar, kaldırımlar, kuşlar ve yalanlar üstüne bir hikâye…

BFF
20 Mart - 20.30
On bir yaşındaki Lauren ve Eliza en yakın arkadaşlardır. Eliza babasının ölümüyle giderek içine kapanır ve yalnızca Lauren'la mutlu olabilirken, Lauren ise ergenliğin getirdiği yenilikleri farklı hızda karşılamakta, hayata karşı yepyeni heyecanlar duymaktadır. Kıskançlıklarla, zorbalıklarla ve baskılarla aralarında giderek açılan mesafe, iki dostun yollarının sonsuza dek ayrılmasına sebep olur. Yıllar sonra, geçmişinden kurtulamayan Lauren ona eski dostu Eliza'yı anımsatan Seth'le tanışınca, kendini daha önce tek huzur bulduğu denizlerin ortasında giderek daha da büyüyen, geçmişten ve suçluluktan bir girdabın içinde bulur.
Devam
Nora 2
21 Mart - 20.30
Oyun, Henrik Ibsen’in ünlü oyunu Nora (Bir Bebek Evi)‘nın devamı olarak Amerikalı oyun yazarı Lucas Hnath tarafından 2017 yılında yazılmıştır.
Ibsen’in metninin finalinde Nora, kocasını ve üç çocuğunu geride bırakarak evini terk eder. Lucas Hnath oyunu yazmaya başlarken aklında iki fikir olduğunu söylüyor: Birincisi bir kapı çalacak (Bu kapı, Nora’nın 15 yıl önce çıkıp gittiği evin kapısıdır.), ikincisi Torvald (Bu erkek, Nora’nın 15 yıl önce terk ettiği kocasıdır.) ve Nora, Ibsen’in metninde yapmadıkları şeyi, gerçek bir tartışmayı (yazarın deyişiyle ‘boka batmak’) yapacaklar. Dolayısıyla bir kapı çalınır, Anne Marie (Bu kadın, Nora’yı da, Nora gidince Nora’nın üç çocuğunu da büyüten kadındır.) kapıyı açar, gelen Nora’dır; tam 15 yıldır kendisinden hiç bir haber alınamayan, öldü zannedilen Nora. Ve oyun başlar.

İspat
22 Mart - 20.30
İspat, Amerikalı oyun yazarı David Auburn tarafından 2001 yılında yazılmıştır. Oyun ünlü bir matematikçi olan Robert’ın ölümüyle başlar. Robert geride ünlü matematik teoremleri, binlerce öğrenci, yaşadığı ev ve çalışma odasında kendi el yazısıyla doldurduğu yüzlerce defter bırakmıştır.Robert’tan geriye kalanlar (mirası) kızları Catherine, Claire ve eski öğrencisi Hal arasında fikir ayrılıklarına yol açar.
İspat; kadın olmak, emek vermek, miras, yas tutmak, birey olmak, bilim etiği, sorumluluk gibi kavramları merkeze alıyor.

İspat
23 Mart - 20.30
İspat, Amerikalı oyun yazarı David Auburn tarafından 2001 yılında yazılmıştır. Oyun ünlü bir matematikçi olan Robert’ın ölümüyle başlar. Robert geride ünlü matematik teoremleri, binlerce öğrenci, yaşadığı ev ve çalışma odasında kendi el yazısıyla doldurduğu yüzlerce defter bırakmıştır.Robert’tan geriye kalanlar (mirası) kızları Catherine, Claire ve eski öğrencisi Hal arasında fikir ayrılıklarına yol açar.
İspat; kadın olmak, emek vermek, miras, yas tutmak, birey olmak, bilim etiği, sorumluluk gibi kavramları merkeze alıyor.

Gümbürtü, Şaşkınlık, İnfilak!
26 Mart - 20.30
“Peki gerçeği ortaya çıkarmanın bir anlamı olur mu? Evet, sadece yalın haliyle gerçeğe ihtiyaç var. O da maalesef sizin anlattığınız anlamsız anıların arkasında belli belirsiz dolaşıyor.”
Belirlenen sürede kitabını bitiremeyecek bir cinayet romanı yazarı, patronunun yönlendirmesiyle
havai fişeklerin havada uçuştuğu şahsına münhasır bir kasabaya gider. İlham sıkıntısı devam eden yazar, kendini kökleri eskiye dayanan bir hikayenin ortasında bulur.
Bu renkli bir dünya!
Arzular, eğlenceler, görevler, konuşmalar, konuşmamalar… veee tonlarca havai fişek!
Tiyatro Amorf, üçüncü oyununda, insana dair olanı hikaye anlatıcılığı üstünden ararken, hakikat ile nasıl ilişkilendiğimiz sorusunun peşinden gidiyor.
Soğuk yenen bir intikam yemeği kimin hikayesidir?

Apsolit
27 Mart - 20.30
Apsolit: mutlak kulak, hiçbir referans almadan duyduğu tüm sesleri melodiye dönüştürme yeteneği.
Uğultular şeklinde gelen yaşama inadı. Bu inat kimin insafına bırakılır?
Yoktan var, vardan yok bir hikaye.
Maddeler halinde alt alta dizildiğinde ağırlaşan çocuk ‘’haklarının’’ enkazından gelen bir ses…
İsmail’in hikayesini işitmeye gücünüz var mı ?
İsmail yaşadığı bu sokağa kendi adını versinler istiyor; ‘’Apsolit İsmail sokak.’’
Her sokağın bir hikayesi var muhakkak. İsmail’in hikayesi de uğultular şeklinde bir çağrıya dönüşüyor. Kendini gerçekleştiren bir rivayete bürünüp kanatlarını açmak istiyor.
